Skip to content

Bağdat Caddesi’nde direniş çadırı

March 30, 2015

“Hırsız Adore, hakkımızı ver! Adore’den oyuncak almayın! İşçilerden çalınan çocukları güldürmez!”
Caddebostan Barlar Sokağı’nın Bağdat Caddesi ile buluştuğu köşede son 25 gündür, kırmızı yelekli bir grup işçinin bu sözleri yankılanıyor.

Fotoğraf: GİZEM ODABAŞ

BURCU KARAKAŞ 

Adore Oyuncak mağazasının önünden geçen Kadıköylülerin karşısına, beyaz muşambadan çatılmış bir direniş çadırı çıkıyor. Çadır, sendikalı 6 işçinin işine son verilmesine tepki olarak kurulmuş. Yaklaşık üç haftada, avukat, mimar, mühendis, doktor, öğrenci, çeşitli kesimden insanın desteğiyle, 10 bine yakın imza toplanmış. Çadırın kurulduğu günden bu yana Caddebostan’da bulunan ve 10 gündür açlık grevinde olan Limter-İş Başkanı Kamber Saygılı’dan dinliyoruz:
“12 gün Tepeören’deki depodaydık. 13’üncü gün Maslak’taki merkeze gittik. Ancak en etkili ve stratejik yer burası, ondan buraya geldik. Halkı bilgilendirmeyi hedefledik. Bugüne kadar 50’ye yakın direniş yaptık, burada gördüğüm en etkin direniş. Halkımızın hem maddi hem manevi desteği var. Caddebostan halkına destekleri için teşekkür ediyoruz.”

“PKK’lı bunlar!”

Çadırın önünde imzaların toplandığı masada bir ‘dayanışma kutusu’ duruyor: “Dayanışma halkların inceliğidir (Che)” Çadırda sabahlayan işçilere bu kutu aracılığıyla destek çıkılıyor. İçeride daimi tüten bir çaydanlık var. Çadıra buyur edildiğimizde ilk soru, “Çay içer misiniz?” Yastıklar, battaniyeler, ısıtıcılar ise Gezi sonrası kurulan Göztepe ve Kozyatağı dayanışmasından. Dayanışma güzel ama her şey güllük gülistanlık değil. Bıçaklı saldırıya maruz kaldıklarını öğreniyoruz:
“İnsanlar, ‘Sonuna kadar yanınızdayız’ diyor. Caddebostan tarihinde ilk kez işçi çadırı açıldı! Kurulmadan polise söyledik, ‘İzin vermeyiz’ dediler. Adore’nin müdürü esnaftan imza toplayarak belediye üzerinde baskı kurmaya çalıştı. Gürültü oluyor diye savcılığa şikayet etmişler, ifade verdik. Bir esnaf Nuh Köklü’ye yaptıkları gibi bıçakla saldırdı ama yaralanmadık. Polisi durumdan haberdar ettik. Mağaza yetkilileri ‘PKK’lı bunlar’ dedikodusuyla ulusalcı kesimin tepki vermesini bekledi.”

Baba olacakken işsiz kaldı

Ertan Tekin (32), Umut İnal (28) ve Mehmet Armağan (32) işten çıkarılan 6 işçiden üçü. Haklarını almadan çadırı terk etmemeye kararlılar. İnal, doğum gününde işinden olmuş. Armağan ise üç ay içinde baba olacak. “En iyi elemanlarıydım, sendikaya üye olunca en kötüsü oldum” diyor. Tekin’i, “Bu iş yerine sendika giremez” sözleriyle atmışlar. Şirket, tazminat vermemek için pazarlığa girişmiş. Şimdi mağazaya girmek üzere olanlara ayak üstü durumu anlatıp, “Sizleri duyarlı olmaya çalışıyoruz” diyerek alışveriş etmelerini engellemek için uğraşıyorlar. Kapıdan dönen de var, içeri giren de. Biz konuşurken iki şık mimar kadın, imza atıp kahve içmeye gidiyor. Kimisi adres sorup yoluna devam ediyor. Kırmızı ışıkta bekleyenler meraklı gözlerle çadırı süzüyor. Açlık grevindeki Sendika Başkanı Kamber Saygılı bir ara yan sokaktaki eczaneye giderek tansiyonunu ölçtürüyor. O sırada bir amca, çadırı teğet geçmek üzereyken görevini yerine getirmeyi unutmuş gibi “İmza mı atalım” deyip, sorgulamadan destek verip gidiyor.

“Ben olsam çıplak gezerdim”

Çadır önünde sohbet ederken iki dirhem bir çekirdek bir kişi, imza attıktan sonra selam verip gidiyor. Bu kişi, CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk. Bugüne kadar destek verenler arasında Cem Özer, Fırat Tanış, Selda Özer gibi ünlü isimler de var. Fener Sol Açık, BEKSAV da işçilerin yanında. Volkan Konak’ın ise alışveriş yaptıktan sonra aldıklarını iade edeceğini söyleyip sözünde durmamasına sitem ediyorlar. Evsiz olması muhtemel, saçı sakalı birbirine karışmış, ayakları çıplak bir adam geçiyor önümüzden. “Paranızı alamadınız mı hala” dedikten sonra, direnişin haklılığına arka çıkıyor: “Ben olsam çıplak gezerdim. Valla çıplak gezerdim. Allah kolaylık versin!”

http://www.milliyet.com.tr/bagdat-caddesi-nde-direnis-cadiri-gundem-2035684/

No comments yet

Leave a comment